Eklem ağrısı insanın yaşam kalitesini düşüren, gece geç saatlerde olduğunda uykusunu etkileyen bir ağrı türevidir. Prof. Dr. Canan Karatay, eklem ağrılarının nedenini ve bu ağrılardan nasıl kurtulabileceğimizi anlattı.
Diz ağrılarının çoğunlukla orta ve ileri yaşlarda ortaya çıktığını dile getiren Prof. Dr. Canan Karatay, “Bugün bunu açıklamaya çalışacağım. Biliyorsunuz dizler hakikaten conta vazifesini görür. Dizlerin yapısında diz bağları vardır, eklem bağları vardır, adaleler vardır, içinde kıkırdak vardır. Kemikler birbirine sürtülmesin diye sıvı vardır. İşte bu hücrelerin tümünde eğer bir denge bozukluğu, bir harmoni bozukluğu meydana gelirse. Toksinlerle bu hücrelerin her birinde teker teker yıkılma, bozulma ve de yırtılma olur. İşte bu nedenle yavaş yavaş ağrılar başlar. Bu ağrılara biz kronik ağrılar diyoruz. Ben akut ağrıları anlatmak istemiyorum. Akut ağrılara örnek olarak; kırıklar olabilir, kazalar olabilir, spor kazaları olabilir. O ağrılar tabii ki apayrı. Fakat kronik ağrılar bilhassa hanımlarda çok fazla oranda gözükmektedir. Daha önce söylediğim gibi bazı toksinler, içsel ve dışsal toksinler, bu hücrelerin bozulmasına sebep oluyor. Giderek yavaş yavaş, gıdım gıdım hücreleri parçalıyor, yıkıyor.” dedi.
Kilolu İnsanlarda Eklem Ağrısı Daha Fazla Görülür
Kilolu insanlarda eklem ağrılarının oransal olarak daha fazla görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Canan Karatay, “Kilolularda yağ dokusu çok fazladır, beyaz yağ dokusundan artık 22 türlü bu hastalıkları yapan proteinlerin üretildiği gösterildi. Beyaz yağ dokusu yalnız güzellik için, estetik için değil. Beyaz yağ dokusu hakikaten burada bu hastalıkları yapan, bütün vücutta bu hastalıkları başlatan, hücreleri bozan, fonksiyonunu bozan proteinlerin üretildiği gösterildi. Ayrıca beyaz yağ dokusunda leptin denilen bir hormon da üretilmektedir. Leptin beyine ve tokluk hissi veren en önemli master bir hormondur. Eğer leptin çok çok yüksek olursa; leptin direnci de meydana geliyor. Leptin direnciyle, insülin direncini ikiz kardeş gibi düşüneceğiz. Leptin direnci meydana gelen kişilerde ki bunu; göbek yağı, karaciğer yağı, kalçalara biriken yağlar, iç organ yağlarından anlıyoruz. İşte böyle olduğu zaman artık vücutta açlık hissi devam ediyor. Vücut tok olsa bile, yeseniz bile, açlık devam ediyor. Kilolu insanlarda hücrelere hücresel stres yüklemesinin dışında fizik olarak da stres yükleniyor. Çünkü yürüdüğümüz zaman örneğin ayağımızı toprağa vurduğumuz zaman her adımda topraktan veya yerden şok dalgaları dizlere ve kalçalara doğru geliyor. Bu şok dalgaları kilomuza göre, kilomuz arttıkça kilomuzun altı katı daha fazla şok dalgaları geliyor. Bu şok dalgaları eklemlerimizi tahribata uğratıyor. Ben bu nedenle kilolu insanlara deli danalar gibi koşmayın diyorum.” diye konuştu.
Eklemlerimizi Korumak İçin Spor Yaparken Şoku Absorbe Eden Ayakkabılar Giyeceğiz
Kapı kollarının yahut contaların gıcırdamaya başladığı zaman nasıl yağlanmaya ihtiyacı oluyor ise, eklemlerimizin de yağa ihtiyacı olduğunu açıklayan Prof. Dr. Canan Karatay şunları söyledi, “Sağlıklı yağa ihtiyacı var. Sağlıklı proteine, minerallere ihtiyacı var. İşte bu nedenle efendim, bunlardan bol bol tüketeceğiz. Sevdiğimiz doğal yağları. Proteinleri ve mineralleri. Bu şekilde önlemeye çalışacağız. Bu ağrılar önlenebilir. Ayrıca ağrılar başladıysa da yavaş yavaş giderilebilir. Fakat vakit alır. En önemli yatırım bu şokları önlemek için şoku absorbe eden ayakkabılardır. Bunlardan edineceğiz. Bunları giyerek hareket edeceğiz. Böylece başlayacağız bu ağrıları önlemeye hayat kalitemizin daha iyi olması için.” (BSHA- Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)
0 Yorumlar