Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: "İçinizden kendileri ile huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi, Allah'ın varlığının delillerindendir. Bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır."[1]
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: "En bereketli nikâh, külfeti en az olanıdır."[2]
Aziz Müminler!
Cenâb-ı Hakk'ın emirlerinden, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)'in sünnetlerinden birisi de evliliktir. Zira Allah Resûlü (s.a.s) bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır: .اَلنِّكَاحُ مِنْ سُنَّتِى. فَمَنْ لَمْ يَعْمَلْ بِسُنَّتِى فَلَيْسَ مِنِّى "Nikâh benim sünnetimdir. Kim benim sünnetime uygun davranmazsa benden değildir."[3]Evlilik, hem kadına hem de erkeğe dini, hukuki ve ahlaki sorumluluklar yükleyen mukaddes bir sözleşmedir. Evlilik, külfet değil berekettir; meşakkat değil rahmettir. Evlilik, sadece biyolojik ihtiyaçların karşılanmasından da ibaret değildir. Aynı zamanda gönüllerin, ideallerin, sevinç ve hüzünlerin paylaşılmasıdır evlilik.
Kıymetli Müslümanlar!
Resûl-i Ekrem (s.a.s)'in buyurduğu üzere evlenmek, gözü haramdan korur, iffeti muhafaza eder.[4] Evet, evlilik, güçlü bir toplumun, sağlam bir geleceğin temeli ve teminatıdır. Eşleri kötülüklerden koruyan güvenli bir sığınak, her türlü tehdide karşı sağlam bir kalkandır. Nitekim Yüce Rabbimiz evliliğin bu yönünü Kur'an-ı Kerim'de şöyle haber vermektedir: هُنَّ لِبَاسٌ لَكُمْ وَاَنْتُمْ لِبَاسٌ لَهُنَّۜ "Eşleriniz, elbisenin bedeni koruduğu gibi sizi haramdan koruyan bir örtüdür; siz de aynı şekilde eşleriniz için bir örtüsünüz."[5]
Değerli Müminler!
Evlilik, erkek ve kadının karşılıklı rızasıyla, şahitler huzurunda kıyılan nikâhla tesis edilir. Nikâh, iki gönlün birleştiğinin, can yoldaşı ve hayat arkadaşı olduğunun ilanıdır. Nikâh akdiyle eşler, birbirine karşı sevgi, saygı, sadakat, sabır, şefkat ve merhameti şiar edineceklerinin sözünü verirler. Varlıkta ve yoklukta, sevinçte ve hüzünde her daim birbirlerinin yanında olacaklarını kabul ederler.
Kıymetli Müslümanlar!
Evliliğin ilanı olan düğünlerimizde asıl olan tevazu ve sadeliktir. Gösteriş, aşırılık ve israftan uzak olmaktır. Ne var ki, günümüzde evlilik için yapılan gereğinden fazla harcamalar, aileleri sıkıntıya sokmaktadır. Eşlerin yuva kurarken ağır bir borç altına girmeleri, huzur ve mutluluklarına engel olabilmektedir. Hayatlarının en güzel zaman dilimi, maddi kaygılar nedeniyle huzursuzluk ve zorluk içerisinde geçebilmektedir. Hatta bundan dolayı kimi evlilikler, ya başlamadan bitmekte ya da zamanla ayrılıkla sonuçlanabilmektedir.
Öyleyse Aziz Müminler!
Evliliğimizin her safhasında Rabbimizin rızasına, Peygamberimizin sünnetine uygun hareket edelim. Evlatlarımızın yuvalarının temelini Besmele ile atalım. Düğün yaparken İslam'ın emir ve yasaklarına riayet edelim. Mahremiyet sınırlarını ihlal etmeyelim. İnsanın sağlığına ve saygınlığına zarar veren her türlü haramdan uzak duralım. Toplumun huzurunu bozan, çevreyi rahatsız eden, insanların canına ve malına zarar veren tutum ve davranışlardan kaçınalım. Rabbimizin her an bizi görüp gözettiğini, yaptığımız her şeyden mutlaka hesaba
çekeceğini unutmayalım.
Saygıdeğer Müminler!
İki hususu sizlerle paylaşarak hutbemi bitiriyorum. İlki, bu yıl vekâletle kurban kesim organizasyonunda âlicenap milletimiz, Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve Türkiye Diyanet Vakfımıza büyük bir teveccüh gösterdi. Bizlere emanet edilen yedi yüz kırk beş bin kadar kurban hissesini başta depremzede kardeşlerimiz olmak üzere yurt içinde ve yurt dışında otuz beş milyon kadar kardeşimize ulaştırdık elhamdülillah. Yüce Rabbim, hayır ve hasenatta öncülük yapan, mazlum ve mağdurun her daim yüzünü güldüren aziz milletimizden razı olsun. Bir diğer husus ise, altı hafta sürecek olan yaz Kur'an kurslarımız 3 Temmuz Pazartesi günü başladı. Kayıtlarımız devam etmektedir. Çocuklarımızı Kur'an-ı Kerim'i ve temel dini bilgileri öğrenmeleri için yaz Kur'an kurslarımıza bekliyoruz. Onları bu manevi ziyafetten mahrum bırakmayalım.
________________________________
[1] Rûm, 30/21.
[2]İbn Hanbel, VI, 83.
[3] İbn Mâce, Nikâh, 1.
[4] Buhârî, Nikâh, 3.
[5] Bakara, 2/187.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
0 Yorumlar