Türkiye, Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetinde iki depremle büyük bir felaket yaşıyor. 6 Şubat’ta saat 04.17’de meydana gelen depremde üçüncü günde kritik süre sona ererken, hala enkazlardan göçük altında kalan insanların sesleri duyuluyor.
Türkiye’nin ilk Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Toplu Yaralanma Eğitimcisi Dr. Ülkümen Rodoplu, İzmir’den deprem bölgesine, İskenderun’a doğru yola çıktı. Yolculukta Bilim Sağlık Haber Ajansı’nın (BSHA) sorularını yanıtlayan Dr. Rodoplu, “İlk 72 saat depremde canlıları kurtarmada çok önemlidir” diyerek arama kurtarma çalışmalarında dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında bilgi verdi. Yaşananlardan ders alınması gerektiğine dikkat çeken açıklamalar yapan Dr. Rodoplu, “Bu yıkımlar ölümler hepsi insanların hatası yüzünden. Dayanıksız binalar, hastaneler, oteller yapılmasına onay verilerek geleceğimiz olan çocuklarımıza depremden korkmayı öğretiyoruz” dedi.
“Zamana Karşı Yarışta İş Mucizelere Kalıyor”
Deprem arama kurtarmada Türkiye ‘altın saatler’ dilimini tamamlamak üzere. Bu sürede arama kurtarma çalışmalarından yaşanan eksiklikler, daha fazla insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Dr. Ülkümen Rodoplu, mucize kurtuluşların yaşanmasını dilediğini söyleyerek, kişilerin enkaz altından en doğru şekilde çıkarılması gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Zamana karşı yarışta bundan sonra artık iş tamamen mucizelere kalıyor. Göçük altında kalmış vatandaşlarımız enkazdan çıkarılırken dikkat edilmesi gereken en önemli konu crush sendromudur. Enkaz altında bir kolu, bacağı, bedeninin herhangi bir yeri, sırtı bir kolon veya beton altında kalan kişiyi kurtarırken dikkat etmemiz gereken noktalar vardır. Bu kişileri kurtardığınızda, ezilme sırasında ezilen bölgede biriken, kandaki bazı maddeler, siz yükü kaldırdığınızda böbreğe gidiyor ve böbreği yetmezliğe sokuyor. Enkazdan kurtarılan canlı ve sağ çıkarılanların çoğu da kurtarma hataları yüzünden sonradan diyalize gidiyor ve böbrek yetmezliği hastası oluyor. Peki ne yapılmalı? Enkaz altında kişiyi canlı bulduğumuzda mutlaka arama kurtarma ekiplerindeki doktor, hemşire, paramedik çalışanları bir an evvel damar yolunu açarak depremzedeye bazı mineraller vererek serum takviyesiyle başlayıp, enkazdan çıkarma işlemini yapmalıdır. Bizim, enkaz altından çıkarılan bir kişinin mutlaka serumunu görmemiz gerekiyor. Bu yapılmadığında biz, kişiye fayda değil zarar veriyoruz. Onu böbrek hastası yapıyoruz. Yine kişiyi enkaz altından çıkarırken sırt tahtası, boyunluk, kol bacak kırığı varsa atel kullanarak bölgeyi hareketsiz hale getirmek önem taşıyor. Termal ısıtıcı özellikli battaniye veya yoksa normal battaniye ile vücut ısısının korunması gerekiyor. Dış alanda korunmasız olan vücut korunmaz ise başka sorunlar doğabilir. Türkiye altın saatlerde sona yaklaştı bu yüzden arama kurtarma çalışmalarının hızlandırılması gerekiyor.”
“Enkaz Altındakiler Hipotermi Riski Altındalar”
Dr. Rodoplu, eksi 10 ve üzeri derecedeki mevsim koşullarında depremzedelerin hipotermi riski altında olduklarını söyledi. Enkaz altında bulunan vatandaşlardan canlı tahliyelerin olmasını hala umut etmek istediğini söyleyen Dr. Ülkümen Rodoplu, “Deprem bölgelerinde enkaz altındaki depremzedelerin vefatlarına neden olan en büyük sorun hipotermidir. Adıyaman, Kahramanmaraş, Diyarbakır, Hatay buralarda sıcaklıklar eksi 17 dereceye kadar düşüyor. Enkaz altındaki bir kişi susuz kaldıysa, kanaması var ise, hareket edemediği için hipotermi riski çok daha fazladır. Hipotermi vücut ısısının düşmesi demektir. Ancak soğuğa maruz kalan kişi eğer kapalı alanda ise kuytuda ise bulunduğu noktada eğer bir esinti yok ise yaşama şansı artıyor. Bir de yanında su var ise. Bazen bir yerden bir su damlayabiliyor. Tuvalet ya da banyodan boru patlamış oluyor. Oradan su birikintileri olabiliyor. Su alımı olursa yaşam şansı yine artıyor. Ancak susuzluk, açlık, moral bozukluğu, umutsuzluk, nefes alıp vermede güçlük, moral bozukluğu hipotermi riskini arttırıyor. Deprem bölgesinde enkaz altında kalan insanlar için mevsim koşulları nedeniyle şu anda en büyük risk hipotermi riskidir” bilgilerini verdi.
“Çocuklarımıza Depremden Korkmayı Öğretiyoruz”
“Türkiye’nin pek farkına varmadığı çok önemli bir konu var” diyerek açıklamalarına devam eden Dr. Rodoplu, yaşanan ölümlerin, yıkımların, sakatlıkların tek sorumlusunun insanlar olduğuna dikkat çekti. Dr. Rodoplu, “Biz afetlerle tanışma konusunda çocuklarımıza yetişkinler olarak sadece korkuyu öğretiyoruz. Kendimiz korktuğumuz için depremle baş etme konusunda sadece korkuyu öğrendiğimiz için çocuklarımızda bize bakarak bu doğa olayının korkunç bir şey olduğunu düşünüyorlar yoksa deprem bir doğa olayıdır. Ölümler yıkımlar sakatlıklar hepsi hepsi biz insanların hatası yüzündendir. Yaşadığımız mekanlar beton, yaşadığımız mekanlar sağlıksız, yaşadığımız mekanlar doğa olaylarına karşı ayakta kalamıyor. Dayanıksız hastaneler, dayanıksız binalar oteller yapıp buna onay vererek maalesef çocuklarımıza korkuyu öğretiyoruz. Oysa çocuklarımıza akıl ve bilimi öğretmeliyiz” dedi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)
0 Yorumlar