Varis Hastalığında Genetik Özellikler Riski Artırıyor
Bir toplardamar hastalığı olan genetik nedenler, uzun süre ayakta kalmaya veya oturmaya bağlı olarak gelişen, meslek hastalığı olarak da bilinen varis hastalığının tedavisinde erken teşhis başarılı sonuçlar veriyor.
Varis hastalığının en önemli nedeninin aileden gelen genetik yapı olduğunu belirten Özel Sağlık Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Alper Özbakkaloğlu, ailesinde varis bulunanlarda bu hastalığın görülme olasılığının iki katı olduğunu da belirtti.
Genetik Yatkınlık Etkiliyor
Varis hakkında bilgi veren Dr. Alper Özbakkaloğlu, “Varis, bacaklardaki toplar damarların üzerindeki basıncın artması ve buna bağlı damar duvarında damarların içindeki kapakçıkların yapısının bozulmasıyla birlikte damar genişlemeleri ve bacaklarda oluşan görüntü bozukluğudur. Venöz yetmezliğin asıl sebeplerinden en önemlisi aileseldir. Genetik yatkınlığı olan insanlarda varis görülme olasılığı 2-3 kat fazla olmaktadır. Varis daha çok kadınlarda görülmektedir. Hamilelik süreci bu rakamın artmasında rol oynamaktadır. Aile öyküsü olanlarda daha genç yaşlarda, öğretmen veya doktorlar gibi mesleki nedenlerle uzun süre ayakta kalanlar veya pozisyonel bozukluk nedeniyle olanlarda ise daha ileri yaşlarda görülmektedir” diye konuştu.
Erken Tedavide Başarı Daha Yüksek
Varisin bacakların tamamında görülebildiğini dile getiren Dr. Özbakkaloğlu, “Varis hastalığında öncelikle örümcek ağı şeklinde kılcal damarlar olarak ortaya çıkmaya başlıyor. Daha sonra Retiküler Varis dediğimiz daha yeşil damar belirginleşmesi halini almaya başlıyor. Bir ileri safhada Varis Pakeleri denilen çapları 6 ila 12 milim arasında değişen belirginleşmiş, yılankavi bir özellik gösteren, kabarıklaşarak ciltten dışarı taşan damarlar halini alıyor. Bir sonraki evrede ise ayak bileği seviyesinde ödem ve renk değişikliği olmaya başlıyor. Daha ileri seviyelerde ise ayak bileği ve çevresinde yara açılmasına da sebebiyet veriyor. Aslında varis hastalığı hep kozmetik anlamda bir rahatsızlığa neden olduğu düşünülse de, tedavi edilmeyen vakalarda bu durum, ayakta iyileşmeyen yaralara ve geçmeyen renk değişikliğine kadar gidebilmektedir. Bu süreç bazı hastalarda daha hızlı ilerler. Bu durum tamamen hastanın yaşam tarzına göre değişkenlik göstermektedir. Bu nedenle erken dönem müdahale, tedavi sonucunu da daha başarılı hale getirmektedir” ifadelerini kullandı.
Gebelerde Varis Riski Artıyor
Gebelik döneminde varis riskinin de arttığını vurgulayan Dr. Alper Özbakkaloğlu, “Özellikle fazla kilo alıp vermek damarların üzerindeki yükü de artırdığı için, varislerin tekrar etmesini artarıyor. Kadınlarda topuklu ayakkabı giymek, devamlı sıcak ortamlarda durmak varis riskini de artırıyor. Ağırlık sporuyla uğraşanlarda varis oluşumu bir miktar artırdığı gözleniyor. Kadınlarda özellikle gebelik döneminde karın içi basınç arttığı için damarların üzerindeki baskı da artıyor. Buna bağlı olarak da kadınlarda gebeliğe bağlı olarak yüzde 70’inde varis oluşumu görülüyor. Doğum sonrasında varisler bir miktar azalıyor ama tamamen gerilemiyor. Özellikle ikinci doğum sonrasında daha kalıcı olma eğiliminde oluyor. Gebelere uygun, korunma amaçlı varis çoraplarının kullanılmasını mutlaka öneriyoruz. Emzirme dönemi bittikten sonra da cerrahi veya ilaç tedavisi için kalp damar cerrahisine başvurmalarını öneriyoruz” ifadelerini kullandı. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)
0 Yorumlar