Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve UNICEF’in yayınladığı “Çocuk İşçiliği: Küresel 2020 Tahminleri, Eğilimler ve Gelecekteki Durum” raporundaki verilere göre, dünya genelinde 160 milyon çocuk işçi bulunmaktadır.
Dünya genelinde 160 milyon çocuk işçiliği bulunmaktadır. Üstelik 2000 ile 2016 yılları arasında çocuk işçi olarak çalıştırılan çocukların sayısı 94 milyon azalmışken, 20 yıl sonra çocuk işçi sayısının yeniden artışa geçtiği görülmektedir.
Covid-19 salgınının daha başlangıç evrelerinde yayınlanan söz konusu rapora göre, dünyada her 10 çocuktan 1’i çocuk işçi olarak çalışıyordu. Ayrıca söz konusu raporda; Sağlıklarına, güvenliklerine ve ahlaklarına zarar verebilecek tehlikeli işlerde çalışan 5-17 yaş arası çocukların sayısının 79 milyona yükseldiği, çocukların yüzde 70’inin (112 milyon) tarım sektöründe, yüzde 20’sinin hizmet (31,4 milyon) ve yüzde 10’unun sanayi (16,5 milyon) sektörlerinde çalıştırıldığı, çocuk işçi olarak çalışan 5-11 yaşları arasındaki çocukların yaklaşık yüzde 28’inin ve 12-14 yaş arasındaki çocukların yüzde 35’inin okula gitmediği, covid-19 salgınının bir sonucu olarak tüm dünyada 9 milyon çocuğun, 2022 yılının sonuna kadar çocuk işçiliğine itilme riskiyle karşı karşıya olduğu tespit edilmiştir.
Gerçeklikten Kopuluyor!
Eğitim Sen çocuk işçiler ile ilgili yaptığı açıklamada, “Aynı sorun Türkiye için de geçerlidir. Mülteci ve göçmen çocukların çalıştırılmasını ve sayıları 1,5 milyona ulaşan stajyer-çırak-kursiyer gerçekliğini yok sayan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ‘Çocuk İşgücü Anketi Sonuçları 2019’ çalışmasında 5-17 yaş grubunda ekonomik faaliyette çalışan çocuk sayısının 720 bin olduğunu belirtmektedir. Gerçeklikten böylesine kopuk bir istatistik çalışması yürüten TÜİK “İstatistiklerle Çocuk, 2021” raporunda da “Hanehalkı İşgücü Araştırması 2021 yılı sonuçlarına göre; 15-17 yaş grubundaki çocukların iş gücüne katılma oranı %16,4 oldu. İş gücüne katılma oranı cinsiyete göre incelendiğinde, bu oranın erkek çocuklar için %22,9 kız çocuklar için %9,5 olduğu görüldü.” ifadelerini kullandı.
Eğitim Sen Ne Öneriyor?
Eğitim Sen çocuk işçilerin artışı ve okula giden çocuk sayısının azalması ile ilgili öneri olarak şunları sundu;
- Çocuk işçiliğinin birinci nedeni kapitalizmin yoksullaştırıcı politikalarıdır. Bu yoksulluğu ortadan kaldırıcı, ailelerin ve toplumun ekonomik sorunlarına çözüm üreten politikalar oluşturulmalı ve uygulanmalıdır.
- Çocuk işçiliği ile mücadelede, yoksul ailelerin çocuklarını çalışma hayatından alıkoyup okula gönderilebilmesi için, bu ailelere yönelik ekonomik ve sosyal destek politikaları hayata geçirilmelidir.
- Çocuk işçiliği ile mücadelede yapılması gereken ilk iş, çocuk işçiliğini acil çözülmesi gereken bir sorun olarak kabul etmek ve somut bir eylem planı hazırlamaktır.
- ILO’nun da tavsiye ettiği gibi önce kısa dönemde, kabul edilemez istihdam biçimlerinde çalışan çocuklara (kölelik, uyuşturucu ticareti vs.), ağır ve tehlikeli işlerde çalışanlara (maden ve taş ocakları vs.) ve en korumasız gruplara (12 yaşın altındakiler ve kız çocukları) ulaşılmalıdır. Ayrıca bu dönemde, çalışan çocuk işçilerin çalışmaktan alıkonulana kadar iş yerinde korunması da sağlanmalıdır.
- Eğitim ve okulun çocuk işçiliğini sona erdirmek açısından en etkili araç olduğu açıktır. Eğitim çağındaki çocukların çalıştırılması yasaklanmalı, çocukları çalışmaya iten nedenler ortadan kaldırılmalıdır.
- Orta ve uzun dönemde ise çocuk işçiliğinin tüm boyutları ile sona ermesi konusunda somut politikalar oluşturulmalı ve bu politikalar mümkün olan en kısa süre içinde uygulanmalıdır. (BSHA- Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) Kaynak : Eğitim Sen
0 Yorumlar